Pazar, Kasım 04, 2007

Herhangi toplumsallik, 31 cekmekten farkli degildir...

"Toplumsal hallerimize" baktigimda, varsaydigimiz her var-lik gibi, "hayatta kalabilirlikten(survivability)" baska birsey goremiyorum. Topluluk dediklerimiz daha kolay sevisebildigimiz, daha kolay karnimizi doyurdugumuz, kisacasi daha kolay "hayatta kaldigimiz" yasam alanlarindan ote degil gibi.

Burada bireycilikten baska, ortaya cikan paradoks ilginctir. Secimler mi hayatta kalmamizi sagliyor yoksa "hayatta kalabileceklerimizi" mi seciyoruz? Eger bunun bir paradoks olduguna inanirsak, bir akarsu yatagi onudeki dagda bir tunel acmiyor da yandaki vadiden akmayi "seciyor" mu? Acaba Sarte, insanlarin diger canililardan "secebildigi" icin farkli oldugunu dusunurken yaniliyor muydu ve bin yillarin yanilgisiyla insanligi evrenin merkezinde mi goruyordu?

Bu onermeler, akillarda kesinlikle bir "tanim-sinir" cagristirmamalidir. Butun dogasiyla "insandan" bahsetmekteyim. Gunumuzun vahseti geregi uyusmus, 18 yasindaki bir batili, toplulugunu secerken tamamen "bilinc"sizlestirlmis olabilir fakat "bilinci" yerindekilerden bu noktada farkli degildir. Cunku konunun ozu bilicten cok "var" olmanin kendisiyle ilgilidir.

"Cafe The Minds", Amsterdam, bir zaman once ve hala...

Hiç yorum yok: